30 Kasım 2012 Cuma

isterdiimm...

Çok isterdim 'atandımm..!' 'Yuppi..!' 'Beni bekle yeni şehir yeni hayat!' demeyi.. Okuduklarınızdan anlayacağınız üzere atanamadım.. Çok umudumda yoktuda yinede birazcık vardı.. İçim burkuldu biraz ama hayırlısı buymuş diyerekten kendimi teselli ediyorum..
Yeni bi şehir, yeni bi hayat, yeni bi iş bana çok iyi gelicekti.. Özelde 3 senede alabileceğim parayı başlar başlamaz alıcak olmamı, haftasonu tatillerini, kafa izinlerini, her türlü sosyal yardımı,  kuruma göre maaşa ek gelen döner sermayeyi, sigortanın maaş üzerinden yatmasını vs.vs. geçtim dicem ama vallahi köpek gibi pişmanım keşke asılaydım yaa benn.. Bu şartları nasıl kaçırdımmm yaa.. Hem yeni bi hayat çok iyi gelicekti ruhumaa.. Eski halime dönerdimde ben.. Kendimi özledim yemin ederim.. Yabancı gibiyim kendime.. Öff.. Neyse bi dahaki atamaya kaldı hayallerim.. İnşallah o zaman atanırım.. Sırada adliyenin zabıt katipliği sınavı var.. Bakalım onda ne yapabilicem.. Kendime bol şans ve hayırlısını dilerken siz sevgili okuyucularıma musmutlu haftasonları diliyorum..
Hoşçakalın! kendinize iyi bakınn!

28 Kasım 2012 Çarşamba

Karmakarışık.....

Post başlığımda da belirttiğim üzere karmakarışık, o konudan ötekine geçmiş, anlamsız, amaçsız bi yazı olucak muhtemelen bu yazı.. Şimdiden kusuruma bakmayınız efenim...Bu ara sersem gibiyim. Canım sıkkın gibi de değil gibi de, bi çok mutluyum bi dünyanın en bahtsız insanı benmişim gibi hissediyorum. Anlayamıyorum kendimi. Yazabileceğim o kadar çok şey var ama ben bir türlü kafamı toparlayıp iki kelime yazamıyorum.Şu an bile tonlarca şey var kafamda.. İfade edemiyorum. Yazamıyorum. Konuşamıyorum. Zaten konuşabileceğim çokta insan yok etrafımda. Sorun ben de olabilirim. Bundan bikaç hafta önce bi arkadaş grubumdan davet aldım. Birinde toplanıcaklarmış beni de aradılar. Böyle nasıl gidesim var anlatamam ölüyorum yanii ama gitmemek için türlü bahaneler uydurdum telefonda.. Böyle bi tripler bi havalar bi ulaşılmazı oynamalar falan.. Arada esiyo öyle bana  nereden, neden esiyo bilmesemde oluyo bişiler.. Kendimi bi halt sanıyorum, millet peşimden koşsun noluuuurr gel bak sen gelmezsen biz de toplanmayız demelerini falan bekliyorum ciddi ciddi.. Yine öyle bi psikolojiye girdim.. Gitmedim.. Kimse aramadı da.. Toplancakları akşam oturdum kendimi yedim. Ne vardı sanki kendini naza çekcek diye kendime söylendim durdum.. Sonrada düşündüm derinlemesine arada böyle yapıyorum kendi kendimi soyutluyorum insanlar bana mesafeli davrandığındada dışlanmışım gibi hissediyorum. Cidden çeşitmiyim ben neyim bilemedim. Ne tür bi manyağım acaba.. Sevgili İsviçreli bilim  adamları/kadınları bir gün olurda bu yazıyı okursanız (nasıl mümkün olur bilmiyorum ama) lütfen beni de bi araştırın.. Valla çok sevaba girersiniz çok insanın hayır duasını alırsınız..
Bugünde bişi farkettim ne zaman bişiden şikayet etsem karşıma çıkıyo.. Mesela bacaklarım niye böyle diye sızlansam karşıma bacağı olmayan biri çıkıyo ya da kıyafetlerimden şikayet etsem nankörlük yapsam çok fakir bi insana rastlıyorum.. Rabbim şikayet etme beterin beteri var haline şükret diyo.. Çok şüküürr.. Ama ne zaman işten şikayet etsem o gün deli gibi çalışıyorum ne telefonlar susuyo,ne dışarı işleri bitiyor, sanki tüm müşteriler sözleşmiş gibi hepsi birden geliyo ve benim hiç bi işim tam olmuyo.. Allah'ım yani işle ilgili şikayet ettiğimde de benden zor koşullarda çalışan biri çıksa karşıma olmaz mı?  =) Dün yine sızlanmış olucamki bugün felaket yoruldum ne iş yaptıysam 2.  ye yapmak zorunda kaldım.. Hep bişeyler eksik kalmıştı.. Bacaklarım tutmuyo şu an resmen..
Ay kafam dağıldı yaa kardeşim geldi benim bilgisayarımı istiyo ve annemin laflarıyla bezdirmeye çalışıyo =)) Ben vereyim bilgisayarı zaten gülmekten ne yazıcağımı unuttum.  =))
Haydiii kalın sağlıcakla... 

21 Kasım 2012 Çarşamba

yok mu kpss'den anlayan..?

Bi giriyimde şansımı deniyim dediğim kpssden 83 küsür puan aldım.. İlk girişim.. İyi bi puanmıdır? bilmiyorum.. Ama kafam oldukça bulandı... Kimine göre iyi kimine göre kötü.. Tercih yapıp yapmamak arasında kaldım.. İnternetten biraz araştırayım dedim, hatta bikaç foruma üye oldum ama ciddiye alıp düzgün cevap veren olmadı.. Ya da ben kaz kafalıyım anlamadım =).. Günlerdir ne olur ne biter diye kendimi yiyorum.. Hatta çalışmadığım için pişman bile oldum.. Pişmanlık için çok geç malum en yakın sınav 2 sene sonra.. Diyeceğim şu aranızda ilgisi olan dahası bilgisi olan arkadaşlarım varsa tercih yaparken nelere dikkat etmem gerektiğini bi anlatabilirmi?
Össdeki gibi sıralamanın önemi var mı? Ne biliyim hani hep derler ya 70 al yeter.. Gerçekten yeter mi anlayamadım..  Biri bana yardımcı olsun lütfeeeeeeennnnn! 
şimdiden teşekkürlerr.. ♥
(Bu arada önlisans mezunuyum...Bölümümden 60 kişilik kadro var.)


19 Kasım 2012 Pazartesi

Son aldığım cicişler ♥

Dünkü postumda bahsetmiştim English Home'dan bişiler aldım diye.. Hah işte bu postu onlar için yazdımm.. Sizde görün beğenin diye.. =))


Hamam seti alıcaktım ama bi türlü beğendiğim bişiler bulamamıştım.. English Home 'a annemin istediği bikaç bişi vardı onlara bakmak için girdim.. bu minnoşları sepete almışlar indirim vardı.. Bende alıyım dedim.. Kendimce böyle bi set yaptım.. Belki bir dahaki ay lila olanların pembesinden de alırım tam set olmuş olur.. Yalan olmasın hepsini toplamda 81 liraya aldım sanırım.. Annemin istediklerini de aldım ya  o yüzden tam fiyat söyleyemiyorum.. 

18 Kasım 2012 Pazar

Yayın başlığına ne yazsam bulamadım.. Pek tadım yok. Annemle tartıştık biraz. Konu mu? Çok komik aslında.. Apartmandan arkadaşımı istemeye geldiler dün. Cuma akşamı görüştük çok kalabalık olacaklarını, gelmek isteyen birkaç ortak arkadaş daha olduğunu, nasıl yapacağını, kimi hangimizi çağıracağını bilemediğini söyledi. Bende gerçekten çok içten beni çağırmasa bile bozulmayacağımı ve niyetini bildiğimi söyledim. Zaten dün bizim iş yerine doğal gaz döşendi ve abartmıyorum sabahın 9 undan akşam 8' e kadar sürdü.. Az çok böyle olacağını bildiğim için böyle söyledim. Ayrıca evlerimiz ufacık yarın öbür gün söz-nişan yaptığımda ne yapacağımı kimleri çağırabileceğimi sürekli bende kuruyorum kafamda. Onun ne demek istediğini ne hissettiğini çok iyi anlıyorum.. Gel gelelim annem bunu bi türlü anlamak istemiyo.. Bugün bi arkadaşına gittiler bikaç kişi.. Bizim kızın sözüne beni çağırıp çağırmadıklarını sormuşlar üstüne de diğer arkadaşları çağırdıklarını söylemişler.. Bizimki de kurulmuş gelmiş eve.. Tüm gece söylendi durdu.. 'Neden beni çağırmamış?' ' Ben arkadaşı değilmiymişim?' 'Yeri gelsinmiş söylermiş annesine' 'Benimkine de onu çağırmıcakmışım kesinlikle'.. Ben bozulmadım anne diyorum hem böyle böyle oldu kıza ben dedim beni çağırma diye diyorum ama nafilee.. 'yinede nezaketen gelip bi söyleyebilirmiş bende uygun cevabı verirmişim..'  Böyle gerildik akşam akşam.. O kadar inatkii akıllara zarar.. Nuh dedimi peygamber demiyo.. Bende o ısrarla anlamak istemedikçe inatla anlatıyorum.. Böyle oldu akşam işte.. Yok yere gerildik.. Neyse neyse!
Bugünde bi avm'ye gittik.. Mont falan baktım.. Beğendim nasipse kart borcum kesilsin gidip alıcam.. English home'dan da bişiler aldım.. Üşenmezsem yarın fotilerini çeker sizlerle paylaşırımm. Haa bi de kitap aldım uzun zamandan sonra..Son zamanlarda hiç kitap okuyamıyorum.. Kitabım olmadığından değil okumadığım belki 10 tane kitap var ama bir türlü okuyamıyorum. Elime alıyorum 1 sayfayı bitiremeden kapatıyorum.. Okuduğumdan da anlamıyorum zaten tekrar aldığımda baştan almak zorunda kalıyorumm.. E öyle oluncada bıkkınlık geliyo bırakıveriyorum bir kenara.. 

Bu kitabı aldım bugün.. Nar Ağacı.. Dikkatimi çekti kapağı sanırım bi blogta falan görmüştüm anımsayamıyorum.. Merak ettim aldım dilerim okuma alışkanlığıma geri dönebilirim =(.. Çünkü elime bişiler alıp okumayı çok özledim.. =(
Henüz başlamadım ama sizinde fikriniz olsun diye arka kapaktaki yazıyı burayada yazayım.. 


''Nazan Bekiroğlu'ndan 
Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-Bakü-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman. Balkan Savaşı yıllarında başlayıp I. Dünya Savaşı'na doğru yol alan iki hayat; önce delice akan sonra durgunlaşan iki ırmak...Aslında çok ırmak...Tebriz'in meşhur halı tüccarının oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi Zehra...
İki büyük savaşın savurup yeniden şekillendirdiği hayatlar,muhacirlik,tehcir,mücadele,kader... Farklı inançların aktığı ortak zemin, üç ülke ve üç sevda Nazan Bekiroğlu'nun mürekkebi aşk olan kaleminde buluştu. Nar Ağacı bir Doğu masalı kadar zengin, hayal kadar güzel, hayat kadar gerçek bir hikaye... İncelikle işlenmiş karakterleri, zengin detayları ve dönemi anlatmadaki maharetiyle yıllarca unutulmayacak bir kitap...''

Tarihi dönemleri konu alan -özellikle savaş zamanlarını- kitaplar hep ilgimi çeker.. E bi de bu kitapta aşkta var çok merak ettimm.. Dilerim son zamanlarda yaptığım şeyi bu sefer yapmam.. =( 

16 Kasım 2012 Cuma

YAZ-A-MA-MAK!

Aslında uzun zamandır yazabileceğim o kadar çok şey yaşıyorumki.. Biraz rahatlamaya ihtiyacım var.. Ruhum,kafam karmakarışık.. Ama yazamıyorum.. Her an enselenicem gibi hissediyorum.. =) İllaki anlatırken olaylarla ilgisi olan insanlardan bahsedicem sinirlenmişsem kendimi durduramayıp aşırıya kaçıcam biliyorum.. E o sinirle yazdıklarımıda bahsettiğim kişiler okursa hiç hoş olmaz.. Ne ikiyüzlüyüm ama =).. Daha önce bikaç yazımda bahsettim böyle birkaç kişiden bana soğuk ya da ters davrandıklarında ilk aklıma gelen okumuş olabilecekleri oluyo =) Allahım tam paranoyak oldum.. Aslında tam paranoyaklıkta değil. Çünkü herşeyi çok uluorta yaşayan biriyim.. Hiçbişi gizleyemem,yalan söyleyemem ne bilim yazdığım mesajı bile yüzümden okursunuz yanii.. O derece tuhaf bi insanım. Durum buykende aklıma eseni içimden geçeni rahat rahat yazamıyorum.. Oooff..

10 Kasım 2012 Cumartesi

Bugün günlerden YAS..


ATA'm bugün yas günü ama kafam çok karışık.. Beden olarak burda başımızda olmayaşına mı, hayatımızdaki anılarını bir bir yoketmeye çalışmalarına mı, yoksa bıraktıklarına sahip çıkamayışımıza mı yas tutayım bilemedim..
Siren sesi az önce sustu. Tamda camın önündeyim çalarken.. Etrafı izledim sessizce hareket etmeden seni anarken.. Baktım kimi insanlar bu ne ya gibi tepkiler verdiler,kimisi belki hatırladı ama yürümeye devam etti.. Sadece köşedeki simit satan amca ve karşı işhanının çaycısı amca özenle oldukları yerde kalıp beklediler.. Saygı duruşuna katıldılar.. Bikaç araba korna çalarak geçtiler.. Düşündüm önceden böylemiydi? Benim küçüklüğümde yas sabahları sokaklarda farklı bi telaş olurdu.. Siren sesi duyulduğu an insanlar işlerini bırakırlar 1 dklığınada olsa belki saçmada gelse saygı duruşuna katılırlardı.. Törenler düzenlenirdi.. Yine tören düzenlemişler ama o kadar ruhsuz geldiki.. Yapılacağı alandan geçtim bilmiyorum o ruh yoktu hazırlık yapanlarda.. Sokaktaki gözlemlediklerimide anlattım zaten..
Ne diyim ATA'm galiba biz senin değerlerine sahip çıkamadık.. Bugün milli bayramlarımızı özgürce kutlayamıyosak, yasımızı gönlümüzce tutamıyosak bu bizimde hatamızdır..
Hani bi marşımız vardı.. Sözleri şöyle derdi 'ATA'm sen rahat uyu bekçisiyiz cumhuriyetin'... Gür sesle korolarda söylerdik tüylerimiz diken diken olurdu.. 
Yine aynı coşkuyla söyleyebilsek keşke..

8 Kasım 2012 Perşembe

yine şa-ha-ne bir çekiliş haberi!

Uzunca bi aradan sonra ilk yazım bir çekiliş haberi =)).
Akşama güzel bi post hazırlıcam söz veriyorumm.. Ama şimdi önemli olan bu güzel çekilişş.. Şu güzelliklere bakarmısınız?


Ben çok sevdim hepsinii. Bu sefer bana çıksın yaaa... Çekilişe katılmak için tık tık.. =)